Türkiye uzun yılları kapsayan dijital dönüşüm sürecinde ciddi bir mesafe kaydetmiş durumda. Günümüzde özellikle e-Devlet ve bağlı uygulamalar üzerinden neredeyse tüm vatandaşlık hizmetleri sunulabiliyor. Nüfus müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi ve Adli işlemler ile ilgili resmi kayıtlara ulaşmak bu uygulamalarla mümkün oluyor. Rutin işlemlerin yanı sıra bazı olağanüstü hallerde kullanılabilecek devlet merkezli başka uygulamalar da bulunuyor. Bu uygulamaların önde gelen örnekleri ise pandemi döneminde kullanıma açılan “Hayat Eve Sığar” uygulaması. Vatandaşların kişisel bilgileri ile giriş yaptıkları bu uygulama, salgın döneminde sağlık kuruluşları ve vatandaşların işini büyük ölçüde kolaylaştırmıştı. Kısacası dijitalleşme normal dönemde ya da afet durumlarında devletin en önemli araçlarından biri haline geldi.
Peki, kamu uygulamalarını daha gelişmiş uygulamalar haline nasıl getirilebilir? Gelişimin kurum ve kullanıcılar için yüksek güvenlikli olması nasıl mümkün? Doğal afetler ve diğer olağanüstü durumlarda bu uygulamalarda kimlik doğrulama adımları nasıl önem kazanır? Bu kritik konuları biraz daha ayrıntılı olarak ele alalım!
Kamu kurumlarının hizmetleri dijital olarak sunduğu uygulamalar tüm vatandaşların en hassas kişisel bilgilerini saklıyor. Doğum belgesinden soy ağacına, ikamet bilgilerinden sosyal güvenlik dökümlerine tüm önemli belgeler ilgili uygulamaların altyapısında saklanıyor ve gerekli durumlarda kullanılıyor. Hal böyle olunca uygulamalara kişisel erişimlerin yüksek güvenlikle sağlanması büyük önem taşıyor. Bireysel düzeyde olduğu gibi kurumsal düzeyde de pek çok kritik bilgiye bu uygulamalardan erişim sağlamak mümkün. Bu durum ise kara para aklama, terör suçları, finans suçları gibi toplumsal olarak etki yaratacak sonuçları ortaya çıkarabiliyor. Tam da bu nedenle kamu uygulamalarında kimlik tespiti ve doğrulama yapmak, en az uygulamada hizmetleri geliştirmek kadar önemli bir hale geliyor.
Günümüzde mevcut uygulamalarda tek faktörlü ve çok faktörlü kimlik doğrulama sistemleri kullanılıyor. Banka ve finans uygulamalarında ise görüntülü görüşmeyi de içeren, biyometrik verilerin kullanıldığı uzaktan kimlik tespiti yöntemleri tercih ediliyor. Bu noktada tek faktörlü kimlik doğrulamanın kritik bilgi ve işlemleri korumak için yetersiz kaldığını söylemek mümkün. Kullanıcı adı ve şifre bilgileri ile yapılan bu doğrulamada uygulamalardaki verilere üçüncü kişiler tarafından erişim sağlanması çok kolay olabiliyor. Çift faktörlü kimlik doğrulama çözümleri ise getirdikleri ekstra güvenlik ögeleri ile riskleri azaltıyor. SMS ve mail doğrulama şifreleri, parmak damar izi doğrulaması, elektronik imza ya da kimlik kartı bilgisi ile uygulamalara giriş gibi çeşitlendirilen bu ögeler kişisel ve kurumsal işlemlerde yüksek güvenlik yaratıyor. Örnek olarak ArkSigner mühendisleri tarafından geliştirilen çok faktörlü kimlik doğrulama çözümü ArkLogin’i inceleyebilirsiniz.
Güvenlik oranını yüzde 90’nın üzerine çıkarmanın en etkili yolu ise bütün bu ögelerin bir araya getirildiği ve sonuçta doğrudan kişinin kendisi tarafından gerçekleştirilen kimlik doğrulama çözümleri. Yani uzaktan müşteri edinimi ve kimlik doğrulama uygulamaları. Uygulamalarda kimlik belgelerinin doğrulanmasının yanı sıra kişinin yüz doğrulamasını yapmak da mümkün. Bu çözümün Türkiye’de en iyi örneklerinden biri ise LiveAuth. İncelemek için ürün sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Kimlik belgesi güvenlik ögelerinin ayrıntılı analizi ve doğrulanmasının ardından yüz doğrulama işlemini gerçekleştiren uzaktan kimlik tespiti çözümleri kamu uygulamalarına ciddi oranda katkı sağlayabilir. İlk olarak rutin işlemlerde kritik kişisel bilgilere erişimin yalnızda doğru kişi tarafından sağlandığını garanti etmek bu çözümlerle mümkün olabilir. e-Devlet, e-Nabız, e-Defter gibi uygulamalara girişlerde kimlik belgesi ve yüz doğrulamanın kullanılması zaten kullanışlı olan bu platformları “süper güvenlikli uygulamalar” haline getirebilir. Girişlerin yanı sıra uzaktan verilen devlet hizmetleri için başvuru ve abonelik süreçlerinde de uzaktan kimlik tespiti çözümleri kullanılabilir. Örneğin olağanüstü bir halde vatandaşların devlet yardımı için yapacağı başvuruların güvenlik altına alınması için video KYC araçları kullanılabilir. Bu durum hizmet ve yardımların nokta atışı olacak şekilde vatandaşa ulaşmasını sağlayabilir. Ayrıca kötü niyetli kişilerin hak ihlali ya da sahtecilik yapma olasılığını da en aza indirir.
Kısaca özetlemek gerekirse çok faktörlü kimlik doğrulama ve uzaktan kimlik tespiti çözümleri ile kamu uygulamaları hem kurumlar hem vatandaşlar için kusursuz işleyen sistemler haline getirilebilir. Gerçekleştirilen gelişmeler devlet hizmetlerinin kalitesini artırırken Türkiye’nin dijital dönüşümde bir adım öne çıkmasına yardımcı olabilir.
Siz de kimlik tespiti çözümlerinin özellikleri ve kullanım öyküleri için ArkSigner web sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Çözümlerimizle ilgili teknik bilgi almak içinse bize iletişim sayfamız üzerinden ulaşabilirsiniz.