Global Regülasyon Hareketlerinin
Merkezindeki Trend: Tokenlar

Blokzinciri teknolojisinde NFT ve Bitcoin konsepti

Blokzincirinin hayatımıza girmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte, dijital varlık denildiğinde artık, tokenlar, stablecoinler ve merkez bankası dijital para birimleri (Central Bank Digital Currency - CBDC) gibi çok çeşitli varlıklar anlaşılır hale geldi. Birçok şirket, dijital varlıklardaki bu gelişmeler karşısında yeni iş ve büyüme olanakları arayışına girdi. Diğer taraftan, dijital varlıkların iş hayatına hızlı bir şekilde ve tam bir hukuki dayanağı olmadan dahil olması, tüketiciler, yatırımcılar ve finansal sistemler tarafında yeni riskler meydana getirdi.

Blokzinciri teknolojisiyle oluşturulan ve yönetilen bilgisayar kodları olarak tanımlanan token’lar ve bu token’ların nasıl bir hukuki rejime tabi tutulacağı, blokzinciri ekosisteminde en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Ne de olsa yaşanan çalkantılara rağmen kripto varlık piyasalarının önemli bir pazar payına sahip olduğu yadsınamaz bir gerçek.

Çok farklı türlerdeki tokenlar, ülkeden ülkeye, kişiden kişiye farklı kategorize edilebiliyor. Bu çeşitlilik token’ların hukuki niteliğini belirlemeyi zorlaştırıyor. Avrupa Birliği üye devletlerinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve İngiltere’de token nedir, ne gibi amaçlara hizmet eder gibi soruların yanı sıra; “tokenlar vergi, muhasebe, mülkiyet, fikri mülkiyet gibi kavramların neresinde yer alır” sorularına cevap arayışı git gide hızlanıyor. Benzer şekilde Avrupa Birliği, OECD, FATF gibi uluslararası kuruluşlar da kripto varlıkların ve kripto varlık piyasalarının düzenlenmesi için çoktan harekete geçti.

Tokenları Tanımlamak

Avrupa Birliği’nde 2020 yılından beri gündemde olan, 2024 yılında yürürlüğe girmesi beklenen ve kripto varlık piyasalarını düzenleme amacı taşıyan MiCA’da (Regulation on Markets in Crypto Assets) kripto varlık tanımına yer verilmiştir. Buna göre kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak elektronik olarak aktarılabilen ve saklanabilen değer veya hakların dijital bir temsili olarak tanımlanıyor.

Genellikle birçok ülkede tokenlara özgü, token işlemlerini düzenleyen spesifik kanunlardan ziyade mevcut kanunlara çeşitli eklemeler yapılarak “token” tanımına yer veriliyor. İsviçre’de Borçlar Hukuku mevzuatında, Almanya’da ise bankacılık mevzuatında bu yönde değişiklikler yapıldı. Türkiye’de ise 30.04.2021’de yürürlüğe giren “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” ile kripto varlıklar, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanmıştır.

Token Türleri

Her token farklı bir amaç veya fonksiyona sahip. Token’lar ekonomik işlevleri ve amaçları dikkate alınarak, hizmet tokeni (“utility token”), menkul kıymet tokeni (“security token”), ödeme tokeni (“payment token”) gibi çeşitli ayrımlara tabi tutulmakta. Bitcoin, Ether, Solana gibi para birimi veya ödeme tokenlarının yanı sıra, dijital ürün ve hizmetlere erişim sağlayan hizmet tokenları da bulunmakta. Bunların dışında, menkul kıymet (“security”), varlık (“asset”) veya yatırım (“investment”) tokenlarını içeren –adeta torba kategori niteliğini taşıyan- üçüncü bir kategori vardır.

Stablecoin’lere odaklanan bazıları, kripto varlıkları, desteklenmeyen kripto varlıklar (unbacked crypto assets- Bitcoin, Ether, vb.), bir ürün veya hizmete erişim sağlayan hizmet tokenları, bir menkul kıymet gibi haklar sağlayan menkul kıymet tokenları ve stable coin’ler (Binance USD, USD Coin vb.) olarak sınıflandırmakta. Hemen belirtmek gerekir ki, burada yeknesak bir kategorizasyon elde etmek mümkün değil. Zira her gün, her dakika farklı özelliklere sahip olan token’lar ortaya çıkmakta.

Bitcoin, token ve çeşitli Kripto para birimleri

Misli ve Misli Olmayan Token Ayrımı

Token’ların kategorize edilmesinde bir diğer kriter token’ın misli olup olmadığına göre yapılan ayrımdır. Bu ayrım karşımıza özellikle 2021 yılının başlarında NFT (Non-Fungible Token) satışlarına ilişkin manşetlerle birlikte çıkmaya başlamıştır. 2021 yılında tweetler’den sanat eserlerine, kripto kedilerden çantalara birçok dijital veya gerçek dünyadaki varlık NFT’ye dönüştürülerek astronomik rakamlara satılmıştır. Web 3.0’ın temel bileşenlerinden biri olarak görülen NFT’ler, Türkiye Cumhuriyeti Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanan Blokzinciri Sözlüğü’nde, baş harflerinden hareketle “Nitelikli Fikri Tapu” olarak Türkçeleştirilmiştir.

Eğer bir varlık, aynı değerde başka bir varlıkla değiştirilebiliyorsa -kağıt para, altın, gümüş gibi- mislidir (“fungible”). Tokenlar bakımından da benzer bir durum söz konusudur. Bitcoin, Ether, Ripple gibi kripto para birimleri misli tokenlardır. 1 Bitcoin 1 Bitcoin’e eşittir ve her zaman öyle kalacaktır. Ayrıca Bitcoin bölünebilir bir nitelik taşır. Bitcoin daha küçük parçalara (“Satoshi”) ayrılabilir.

Misli olmayan (“non-fungible”) varlıklar eşi benzeri olmayan ve ikame edilemeyen varlıklardır. Örneğin taşınmazlar, koleksiyonu yapılan tekil varlıklar, eşi benzeri olmayan tasarım bir yüzük misli olmayan bir niteliğe sahiptir. NFT’ler de misli olmayan tokenlardır. Yani, bir NFT’nin başka bir NFT’ye eşdeğer olması ya da onunla değiş tokuş edilmesi mümkün değildir. Bu çerçevede, bir dijital sanat eserine ilişkin NFT, başka bir dijital sanat eserine ilişkin NFT ile aynı olamaz. Her NFT’nin benzersiz bir kodu ve değeri vardır. İşte NFT’ler aslında dijital sanat eserlerinin ve dijital içeriklerin sonsuz sayıda yeniden üretilebildiği, yani kopyalanabildiği bir ortamda benzersizlik yaratma potansiyeli sundukları için bu kadar ilgi görmüş ve görmeye de devam edecektir.

Doç. Dr. Pınar ÇAĞLAYAN AKSOY