Akıllı sözleşmelerin DeFi ve tokenizasyon gibi alanlarda kullanılması henüz istenen verimlilik düzeyine erişememiştir. Bunun birçok nedeni olduğu söylenebilir. İlk olarak, akıllı sözleşmeler bir kod parçası olduğundan, akıllı sözleşmelerin oluşturulması kodlama bilgisi gerektirir. Bu kod, en iyi yazılımcı tarafından yazılmış olsa bile içinde hatalar (bug) bulunabilir. Akıllı sözleşmeler, işlem tarafları için koşullar değiştiğinde bu değişikliklere otomatik olarak adapte olamazlar; çünkü bu yazılım programlarında dinamik karar verme özelliği eksiktir. Akıllı sözleşmeler blokzincirinin “tamper-proof” olma özelliği nedeniyle değişikliğe kapalıdır. Akıllı sözleşmelerde kullanılan programlama dili katıdır. Ayrıca, genel olarak blokzinciri ekosisteminde mahkeme kararlarının icra edilmesinde zorluklarla karşılaşılmaktadır. Son olarak, akıllı sözleşmelere harici veri taşıyan oracle’ların hatalı veri sağlaması nedeniyle de akıllı sözleşmelerin icrasında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
Tüm bu zorluklara rağmen, küresel akıllı sözleşme pazarının değeri 2022 yılında 684,3 milyon dolar olarak hesaplandı. 2023’ten 2030’a kadar ise bu rakamın %82,2’lik bileşik yıllık büyüme oranında (CAGR) artması bekleniyor. Bu büyümenin temelindeki en önemli etkenlerden biri de yapay zekazekâ ile blokzinciri arasındaki etkileşimin artması olacak gibi görünüyor.
EU Blockchain Observatory and Forum Report tarafından 2022 yılında hazırlanan Smart Contracts başlıklı raporda blockchain ve akıllı sözleşmelerin kesişimine özellikle dikkat çekildi. “Uzmanlar yapay zeka ve blockchain alanlarının birbirini tanımlayan özelliklerinden yararlanabileceğini öne sürüyor. Akıllı sözleşmeler, yapay zeka teknolojisinin gelişmiş hesaplama yeteneklerinden ve uyarlanabilir sistemlerinden faydalanabilirken; yapay zeka uygulamaları, kural kümelerinin otonom bir şekilde yürütülmesi ve hassas ve değerli makine öğrenimi verilerinin var olması için güvenli bir ortam sağlamak için akıllı sözleşme teknolojisinden yararlanabilir”. Böylece hem yapay zeka blockchain uygulamalarını destekler hem de blockchain ve blokchain uygulamaları yapay zeka mekanizmalarına katkı sunabilir.
Benzer şekilde, Bank of International Settlements da bu sene Mayıs ayında yayınladığı raporunda (“Crypto, tokens and DeFi: Navigating the Regulatory Landscape”) kripto varlık ve DeFi ekosistemlerinin meydana getirdiği riskleri anlamak ve bunlara karşı harekete geçmek için kaynak ve deneyimlere ihtiyaç olduğunu belirterek, yeni teknolojilerin, tasarım özelliklerinin ve pazar katılımcılarının bu ekosistemi sürekli geliştirdiğine dikkat çekmiştir. Bu teknolojilerden biri de akıllı sözleşmelerin geliştirilmesi ve kodlanmasında yapay zekâ araçlarının, özellikle GenAI, yani üretken yapay zekâ teknolojilerinin kullanılmasıdır.
Akıllı sözleşmelerde mantık, neural network gibi daha uyarlanabilir yapay zekâ sistemleri ile Doğal Dil İşleme (NLP), makine öğrenimi, veri madenciliği, çevrimiçi analitik işleme, iş performansı yönetimi, kıyaslama ve tahmine dayalı analitik gibi yapay zekâ uygulamaları kullanılabilir. Böylece, akıllı sözleşmeler kendi davranışlardan öğrenebilir, koşullara uygun düşecek şekilde davranışlarını değiştirebilir, geleneksel sözleşmelerde yer alan muğlak ifadeleri yorumlayabilir ve hatta fiziksel dünyayla etkileşim gerektiren işlemlerin yapıldığı durumlarda etkin karar alabilirler.
Yapay zekâ entegrasyonu sayesinde akıllı sözleşmenin kuruluşundaki hatalar önceden (deploy edilmeden önce) tespit edilebilir. Makine öğrenimine dayanan sistemler yetersiz olan algoritmaları düzeltebilir. Derin öğrenme uygulamalarından faydalanılarak bug’ları olmayan akıllı sözleşmeler oluşturulması mümkün hale gelebilir. Bu çerçevede yapay zekâ destekli akıllı sözleşmelerin sözleşme klozlarının içeriğine dair önerilerde bulunması da beklenmektedir. Yapay zekâ desteğiyle geleneksel bir sözleşme analiz edilerek kendi kendini icra eden bir akıllı sözleşme kodu oluşturulabilir. Yapay zekâ araçları önceki akıllı sözleşmelerin iş akışını inceleyerek daha iyi alternatifler önerebilir.
Doğal dil işleme (NLP) ile akıllı sözleşme taraflarının iradeleri analiz edilebilir ve tarafların daha uygun sözleşmesel ilişkilerde taraf olmaları sağlanarak olası uyuşmazlıklar en başından engellenebilir. Yapay zekâ destekli akıllı sözleşmeler, akıllı sözleşmenin hangi amaçla kodlandığı ve işlevleri konusunda insanlar için okunabilir ve anlaşılabilir bir anlayış ortaya koyabilir.
Günümüzde akıllı sözleşmelerin daha basit işlemler bakımından tercih edildiği görülmektedir. Yapay zekâ entegrasyonuyla birlikte daha karmaşık akıllı sözleşmeler oluşturulabilir ve icra edilebilir. Sözleşme koşulları, mevcut piyasa koşullarına ve varlık performansına göre yapay zekâ ve makine öğrenimi algoritmaları kullanılarak uyarlanabilir.
ChatGPT’nin de akıllı sözleşmelerin oluşturulması ve icra edilmesi bakımından önemli bir rol üstlenebileceği düşünülmektedir. Akıllı sözleşme verilerinin analizi ve yorumlanmasında ChatGPT’den yararlanılabilir. Yapay zekâ dil modeli, akıllı sözleşme kodlarının blockchain ağlarında dağıtılmadan önce oluşturulmasına ve test edilmesine yardımcı olur. Böylece koddaki olası hataların veya sorunların daha kolay tanımlanması mümkün olur. Hatta ChatGPT, geliştiricilerin hatasız veya daha verimli kod yazmalarına da yardımcı olabilir. Akıllı sözleşme oluşturulabilmesinde geliştiricilerin teknik bilgisine veya kodlama deneyimine duyulan ihtiyaç ortadan kalkar. ChatGPT ayrıca, kötü amaçlı işlem girişimleri veya yetkisiz erişim gibi olağandışı etkinlikleri tespit etmek için ağ analiz verilerini kullanabilir. ChatGPT sayesinde akıllı sözleşmeyle ilgili riskler kolayca anlaşılabilir ve daha geniş bir kitleye iletilebilir. Böylece, akıllı sözleşmelerin kullanımında şeffaflık ve güvenilirliğin artması sağlanabilir.