Akıllı Sözleşmelerle Merkeziyetsiz Otonom Kuruluşlar Oluşturulması

Bir adamın ellerinin üzerinde Defi kavramı

Akıllı sözleşmeler, dijitalleştirilebilen her komutu icra edebilen yazılım kodlarıdır. Tedarik zincirlerinin otomatikleştirilmesinden, sigorta ödemelerine; NFT satışlarından sendikasyon kredilerine birçok işlemin aracılara ihtiyaç duyulmadan, daha az masrafla ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlarlar.

Akıllı sözleşmeler sözleşmelerin kurulması ve icra edilmesinde de kullanılır.  Uygulama alanları sadece iki taraflı anlaşmalarla sınırlı değildir; aynı zamanda çok taraflı anlaşmaların kurulmasında da kullanılabilirler. Mesela akıllı sözleşmeler, hissedarlar sözleşmelerinin kurulmasına veya ortak bir proje için bir araya gelmiş çok sayıda kişiyi birbirine bağlayarak kuruluşlar/ortaklıklar meydana getirilmesine aracılık edebilirler.

DAO Akıllı Sözleşmesi

2016 yılından beri hayatımızda olan DAO ekosistemindeki gelişmeler, merkeziyetsiz finans (DeFi) platformlarının yükselişe geçmesi ve DAO’ları da bu yükselişe dahil etmesiyle 2020 yılından itibaren hız kazandı. Merkeziyetsiz otonom kuruluşlar (decentralised autonomous organisation- DAO) kaynakları yönetmek, faaliyetleri koordine etmek ve karar almak için blokzincirini, akıllı sözleşmeleri, dijital varlıkları ve IoT gibi bağlı teknolojileri kullanırlar. DAO’lar blokzincirinde akıllı sözleşmelerle oluşturulan dijital kuruluşlardır. Genelde halka açık (public), izinsiz (permissionless) blokzincirlerinde çalışırlar.

DAO’larda kuruluşun mantığı ve işletme kuralları önceden belirlenir, akıllı sözleşmelerle kodlanır ve bilgisayarlar tarafından yürütülür. Bu açıdan bakıldığında, DAO’ların bel kemiği akıllı sözleşmeleridir: akıllı sözleşmeler DAO’nun uyacağı kurallar ve gruba ait varlıkların ne şekilde kullanacağına dair parametreler içerir. Oracle’lardan yararlanılarak dış dünyadaki veriler DAO akıllı sözleşmesine aktarılabilir ve kodlanan talimatların gerçekleşmesi sağlanabilir. Bu bağlamda DAO, kompleks bir akıllı sözleşme veya akıllı sözleşme ağından (“smart contractual network”) oluşan bir bütün olarak açıklanabilir.

Bu yapının temelinde şu mantık yatar: Bir kuruluştaki üyelerin, kurallara uyacağını ümit etmek ve buna güvenmek yerine, üyelerin uyması gereken kurallar koda yerleştirilerek, kurallara uyulması garanti altına alınır. Eğer katılımcılar önceden programlanmış olan bu kurallara uymazlarsa, otomatik olarak kuruluştan atılır ya da önceden belirlenen diğer yaptırımlara maruz kalır.

Tahta bir küp tutan adamın elinde DeFi kavramı sembolü

DAO’ların Özellikleri

DAO’daki tüm eylemler ve finansal durum herkes tarafından görülebilir. Bir DAO kapsamında gerçekleştirilen işlem geçmişi blokzincirinde kayıtlıdır ve herkes için açıkça görülebilir niteliktedir. Bu nedenle, DAO geleneksel ortalıklara kıyasla daha şeffaf bir işletme olup işlem geçmişinde değişiklik yapılması mümkün değildir. Tüm DAO katılımcıları, açık ve izne tabi olmayan blokzincirlerinde depolanan mali ve operasyonel bilgileri gerçek zamanlı olarak görüntüleyebilir ve yeterli uzmanlığa sahip herkes akıllı sözleşme kodunu kontrol edebilir.

DAO’ların faaliyetleri, algoritmik olarak gerçekleştirilir ve bir kişi veya grup tarafından değil, tamamen bilgisayar kodu tarafından kurulur ve yönetilir. Bu yüzden ayrı bir yönetim ekibine gerek duyulmaz. DAO’larda hiyerarşik bir yapı yoktur; karar verme yetkisini elinde tutan bir kişi bulunmaz. DAO yönetimi, oylama yetkileri veren token’lar veya NFT’ler kullanılarak koordine edilir. Bu nedenle Sadece yöneticiler değil, bir DAO’daki tüm token sahipleri karar vermede rol oynar. Tüm bunlar işletme masraflarını azaltır. Ayrıca, karar alma faaliyetleri koda dayalı olarak gerçekleştirildiğinden ve ekonomik olarak en etkin karar otomatik olarak alındığından, kötü yönetim kararları alınmasının önüne geçilmiş olur.

DAO’lar ve Regülasyon

Yeni bir yapılanma olan DAO’lar, açık kaynak yazılımı, blokzinciri teknolojisi, ekonomik teşvikler ve akıllı sözleşmeler sayesinde geleneksel topluluklara göre daha şeffaf, güvenli, merkeziyetsiz, uyarlanabilir ve hızlı çözümler sunma potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte DAO’ların pek çok potansiyel zaafiyeti de barındırır. DAO’lar ölçeklenebilirlik, katılım, siber güvenlik, gizlilik ve hukuki belirsizlikler gibi zorluklarla karşı karşıyadır.

Yakın geçmişte DAO’lara yönelik saldırılar ve istismarlar, yüz milyonlarca dolarlık kripto varlık kaybına neden oldu. 2016 yılında theDAO isimli ilk merkeziyetsiz otonom kuruluş, blokzinciri tabanlı projelere toplu yatırım için bir platform oluşturmak üzere birkaç hafta içinde yaklaşık 150 milyon dolarlık Ether topladı. Kısa bir süre sonra, DAO’nun akıllı sözleşme kodunda yer alan bir hata, DAO’ya yatırılan dijital varlıkların önemli bir miktarını boşaltmak (çekmek) için kullanıldı. Bu olaydan sonra, DAO oluşturma platformları tarafından, DAO kapsamında gerçekleştirilen oylamayı kolaylaştırıcı çözümler ve kod denetimi için güvenlik protokolleri oluşturuldu.

DAO’nun özel hukuk kuralları açısından hukuki niteliğinin ne olduğunun tespiti ayrı bir meseledir. Özellikle DAO’ların şirketler hukuku açısından nasıl sınıflandırılacağı sorunu güncel olarak karşımıza çıkar. Açık bir hukuki statüye sahip olmayan DAO’lar, tüzel kişilik, sınırlı sorumluluk ve basitleştirilmiş vergi düzenlemeleri gibi geleneksel şirketlerle aynı korumalardan yararlanamaz. ABD gibi bazı ülkelerde DAO’ların hukuki niteliği ve şirketler hukuku açısından nasıl konumlandırıldığına ilişkin yasal düzenlemeler ortaya çıkmaya başlamıştır.


DAO’larla ilgili öncelik verilmesi gereken bir sorun, DAO kaynaklı uyuşmazlıklarda hangi ülke mahkemelerinde dava açılacağı ve bu davada hangi hukukun uygulanacağının belirlenmesidir. DAO’lar da psödonim bir yapıya dayanır. Bu çerçevede, DAO üyeleri bir dijital anahtar olarak tespit edilebilmekle birlikte, bu kişilerin gerçek dünyada kim olduklarının tespit edilmesi mümkün olmayabilir.

Doç. Dr. Pınar ÇAĞLAYAN AKSOY